Üniversitemiz, “DNA Encoded Omniphobicity” isimli projesi ile 2024 yılında Avrupa Araştırma Konseyi (European Research Council, ERC) tarafından desteklenen İstanbul ve Ankara dışında Anadolu’dan tek üniversite oldu.

Proje hakkında basın toplantısı düzenleyen Rektörümüz Prof. Dr. Fatih Altun, projenin başvuru süreci hakkında bilgi verdi.

Üniversitemizin bu yıl Türkiye’den bu projeyi alan tek üniversite olduğuna dikkat çeken Rektörümüz Prof. Dr. Altun, “2024 yılında Türkiye’den bu projeyi alan tek üniversiteyiz. Bu son derece önemli bir detaydır. 208 üniversite arasından böyle bir projeye layık görülmek önemli bir gurur olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

ERC Projesini alan üçüncü üniversite olduklarının altını çizen Rektörümüz Prof. Dr. Altun, “Uluslararası bu projeler, 1987 yılından bu yana verilmekte ve bu projelerde 3 vakıf, 2 devlet üniversitesinin proje aldığı görülmektedir. Vakıf üniversitelerinden Koç Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi. Devlet Üniversitelerine bakıldığında ise İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi olarak sıralanıyor. Bu üniversiteler Ankara ve İstanbul’daki üniversitelerimiz. Erciyes Üniversitesi, bu projeyi alan üçüncü devlet üniversitesi olmuştur. Bu bizim için son derece önemli stratejik bir değere sahiptir. Bundan sonraki süreçlerde sürdürülebilir olması da bizim için önemli olacak” diye konuştu.

Araştırma Üniversiteleri A2 sıralamasında yer alan bir üniversite olarak, ERC Projesi alan tek Üniversite olduklarını söyleyen Rektörümüz Prof. Dr. Altun, şunları kaydetti: “Araştırma Üniversitelerinin sıralamasında kendi içerisinde A1, A2, A3 sıralaması vardır. A1 sıralamasında 6 üniversite, A2’de 12 Üniversite, A3’de de 5 üniversite yer almaktadır. Biz A2’de yer alan üniversite olarak ERC Projesi alan tek üniversiteyiz. Bu durum artık bizim hedef çıtamız yükseliyor. Biz artık A1 hedefi ile bazı planlarımızı yapmaya ve üniversitemizin Erciyes Dağı’ndan aldığı zirve marka değeri ile bundan sonraki süreçlerde daha çok projeler ile ülkemize katma değer ortaya koymaya çalışıyoruz”

Proje Yürütücüsü Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Serdar Önses’e çalışmalarından dolayı teşekkür eden Rektörümüz Prof. Dr. Altun, “Bu projeler dünyada alınması en zor projelerin en başında gelmektedir. O yüzden de Proje Yürütücüsü Üniversitemiz Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Serdar Önses hocamıza çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Konuşmasında ayrıca projede tek yürütücü kuruluşun Üniversitemiz olduğunun altını çizen Rektörümüz Prof. Dr. Altun, şöyle devam etti: “Projenin 2 Milyon Euro’luk bir fona sahip olduğunu ve bu fonu özellikle tek başına Erciyes Üniversitesi’nin kullanacak olduğunu belirtmek isterim. Bu fonda herhangi bir paydaş üniversite olmadan tek başına Erciyes Üniversitesi olarak projenin devam etmesi için çalışılmış olacak.”

Üniversitemiz mensupları olarak her zaman var güçleri ile çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Rektörümüz Prof. Dr. Altun, “Bu bizim için bir milat oldu. Bundan sonraki süreçlerde de ülkemizin ortaya konulmuş hedefleri doğrultusunda gayret etmeye ve çalışmaya ve ülkemize katma değeri yüksek sonuçlar ortaya koymaya gayret edeceğimizi ifade ediyoruz” dedi.

Proje Yürütücüsü Üniversitemiz Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (ERNAM) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Serdar Önses de “DNA Encoded Omniphobicity” Projesi hakkında bilgi verdi.

Rektörümüz Prof. Dr. Fatih Altun ve Üniversitemiz Üst Yönetimi ile proje çalışma ekibine desteklerinden dolayı teşekkür eden Prof. Dr. Mustafa Serdar Önses, öncül araştırma projeleri kapsamında desteğe layık görülen WETDNA projesi ile karmaşık yüzey ıslatma özelliklerini kontrol etmek için genetik bilgi taşıyıcısı olan DNA'yı kullanarak yeni bir yaklaşım keşfetmeyi hedeflediklerini söyledi.

Prof. Dr. Önses, “Proje ile DNA güdümlü ıslatma olaylarını yöneten ilkelerin anlaşılmasının, kodlanmış yüzeyler, akıllı kaplamalar, sahtecilik önleyicilik, giyilebilir sensörler ve tıbbi teşhis gibi bir dizi alan ve teknoloji için yüksek temel ve uygulama değeri olan fiziksel, kimyasal ve biyolojik bilimlerin arayüzünde bilgi üretmesi beklenmektedir” diye konuştu.

ERC projelerinin Avrupa’nın en saygın projelerinden birisi olduğunu belirten Prof. Dr. Önses, şunları kaydetti: “Bu sadece bir proje değil, aynı zamanda bir ödül olarak da nitelendiriliyor. Birçok metinde de yürütücülerden ‘ödül alan kişi’ olarak bahsediliyor. ERC Başkanı’nın mektubunda da bu ifade yer alıyordu. Hem yurtiçi hem de kurum için bir nevi ödül niteliğinde, nitelikli bilimsel araştırmaların yapıldığını kanıtlayan bir proje olduğunu düşünüyorum. Projenin değerlendirilmesi sürecinde, projenin kendisi kadar araştırmacının daha önce yaptığı çalışmaların niteliği ve özellikle öncül araştırma yapma potansiyeli sergilemiş olması çok önemli. Hem ülkemizde hem de dünyada rekabet ettiğimiz araştırma gruplarına kıyasla birçok zorluğumuz var. Bu noktada, birçok köklü üniversitenin ulaşamadığı bir başarıya ulaşmış olduk. Umuyorum ki Kayseri, bu başarıya sahip çıkar ve destekler. Bu başarıyı sadece kendim için değil, tüm araştırma ekosistemi için çok önemli bir gelişme olarak görüyorum.”

Konuşmasının ardından Rektörümüz Prof. Dr. Fatih Altun, çalışmalarından dolayı Prof. Dr. Mustafa Serdar Önses’e plaket takdim etti.